Bir Orman Elfi , Alatariel Birth ' i görür ... Ardından , onu yavaşça sürükler ve kendi " ev " ine götürür ... Yaralarını iyileştirip bir yere yatırır ...
Alatariel Birth ayıldığında , yatmaktadır ... Karşısında ise , Orman Elfi vardır...
" Neredeyim ben ? "
" Merhaba , ben bir Orman Elf iyim ... Sizin ırkınıza ne diyorlardı , İnsanlar mı ? "
" Evet , insanlar ... Aaah ... Hayır ... Askerlerim öldü ... Kalem yıkılmış olmalı ... O yüzden yaralıyım , teşekkürler ... "
" Aaa ... Efendim ... Siz Deugar Kalesi nin Komutanı Olmalısınız ... Ancak bir süre burada kalın ... Diğer yerler lav ile kaplandı ... Nasıl olduğunu kimse öğrenmiş değil ... Ayrıca , lav ile kaplanmadan bir kaç dakika önce , sizin kalenizden gelen sladırı sesleri de durmuştu ... "
" Yoksa ... Bu Lavlar Kalemin Yıkılmasından Sonra Mı Oluştu ve Kalem Mi Yıkıldı ... Yoksa , bir şekilde Zebani ler e bir şey olup , içlerinden lav mı fışkırdı ? Ancak kalemden çıkarsa , neden lav çıksın ? Neden bu kadar peş peşe lav çıksın ? Kafam karıştı şimdi ... "
" Evet efendim , bu kadar peş peşe olduğunu gören herkes şaşırdı ... "
" Terkar teşekkür ederim ... Ancak şimdi izninizle evinizden çıkabilir miyim ? "
" Evet , efendim ... Gide bilirsiniz ... Umarım kaleniz yıkılmamıştır ... "
Bu diyaloglar geçer ... Ardından Alatariel Birth , evden yavaşça çıkar ...
Kendi kendine konuşur :
" Hey , burası çok yüksek değil mi , kalemi görebilmem gerekir ... "
Ardından , dikkatlice kalesinin olduğu yere bakar ... Yıkıldığını görünce , dizlerinin üstüne çöker ... Göz yaşlarını tutamaz ... Öfkeli ve üzgündür ...
" Hayıııııııııııııııııııır !!!!!!!!!!! "
Öyle yüksek sesle Hayır demiştir ki , o " Hayır !!! " Sözü , tüm ırklarda yankılanmıştır ...
" Neden korkaklık yapıp da gökyüzünden yukardaydınız ?!?!? Kılıcımdan mı korktunuz ?!!? Siz şu bulutlardan aşağı inin !!! Sizi mahvetmeliyim !!! "